Çanak Çömlekli Neolitik Çağ, sadece çanak çömlek yapımının başlamasından daha fazla şey ifade eder. Çanak Çömlek Öncesi Neolitik, besin üretici yaşam tarzına doğru bir geçiş aşamasıdır. Ancak Çanak Çömlekli Neolitik’te, artık besin üretimine dayalı ekonomi tamamen yerleşmiş, avcılık ve toplayıcılık terkedilmiştir. Bununla beraber bu dönemde yapılan tarım, sadece yağmura bağlı olan kuru tarımdır. Sulama sistemi yoktur ve saban, döven gibi tarım aletleri bilinmemektedir. Tohumlar toprağa delikler açarak ekilmekte, hasat çakmak taşından yapılan oraklarla biçilmekte ve tahıl, taş dibeklerde öğütülmektedir.
Bu dönemde taş temelli, kerpiç duvarlı, gerektiğinde yeni eklemeler yapılabilen evler ortaya çıkmıştır. Bazı yerleşimlerde evler birbirine bitişik olarak yapılmıştır. Evlerde oturma, uyuma ve çalışma için ayrı yerler, kiler alanları, işlikler, mutfaklar ve avlular bulunmaktadır. Jeriko ve Jarmo gibi yerleşimlerin etrafında sur duvarları yapılmıştır. Bu sur duvarları, derin hendeklerle çevrelenmiştir. Buradaki önemli unsur, sur duvarlarının yapımında ortak emek gücünün kullanılması ve ileri düzeyde bir toplumsal örgütlenmenin görülmesidir. Bu dönem yerleşimlerinden bazıları 5 ilâ 10 bin kişilik nüfusa sahiptir. Neolitik Çağ’ın sonuna doğru ölülerin evin tabanına gömülmesi âdeti ortadan kalkmış ve ölüler yerleşim yerinin dışına gömülmeye başlanmıştır.
Çanak Çömlekli Neolitik; Um-Dabagiye evresi, Hassuna evresi ve Samarra evresi olarak üç aşamaya ayrılır. Bunlar, I.Ö. 6000 ile 5000 arasında Kuzey Mezopotamya bölgesinde ortaya çıkan gelişmiş köy kültürlerini temsil eder.
I.Ö. 6000′lerde Kuzey Mezopotamya’da görülen Um-Dabagiye kültürü, Hassuna kültürüne öncelik eden bir evreyi temsil eder. Hassuna yerleşimleri ise küçük, yaklaşık 100 ilâ 200 metre çapında, tahminen birkaç yüz kişilik nüfusa sahip tarıma dayalı köylerdir. Ancak nüfusları fazla olmasa da Hassuna ve Yarım Tepe gibi bu evreye özgü yerleşimlerde, gelişmiş bir yapılaşma görülmektedir. Örneğin Yarım Tepe’de iç ve dış avlulu, çok odalı evler inşa edilmiştir.
Hassuna’dan biraz daha geç ortaya çıkan Samarra yerleşimlerinde, gelişmiş bir mimari ve artan bir toplumsal tabakalaşma görülmektedir. Samarra yerleşimlerinde bulunan mezarlarda turkuaz taşı, bakır, yeşil taş, obsidyen ve deniz kabuğundan kolyeler gibi mezar hediyeleri vardır. Bu bölgede bulunmayan turkuaz ve obsidyen gibi taşlar ticaret yoluyla getirilmiştir. I.Ö. 5400′de Samarra yerleşimlerinde yeni bir mimari özelliğin ortaya çıktığı görülmektedir. Köyün tahılının depolandığı T biçimli yapılar inşa edilmiştir. Tahılın ortak bir yerde depolanması hem tarımda hem de inşaat işinde ortak bir çalışma olduğunun işaretidir.